12 Ocak 2014 Pazar

Hukuk ve İktidar


Türkiye gerçekten ilginç bir ülke. Eskiden, Türkiye’de iktidarlar askeri darbe usulü ile değiştirilirdi; şimdi ise usul değişti.
Aslında bugün, Taraf Gazetesi’nde, Abdullah Kıran’ın zihin açıcı yazısını okuduktan sonra bu yazıyı yazmak içime hâsıl oldu.
Abdullah Kıran, yazısında özetle şunu söylüyordu; yolsuzluk operasyonun hem iç destekli hem de dış destekli olduğunu, ancak dış güçlerin baş aktör olmadıklarını ama her güçlünün yaptığı ve yapacağı gibi onların da kendilerinin işine gelecek şekilde bu olaya müdahil olduklarını yazıyordu. Aynı yazıda şunu da soruyordu; yolsuzluk operasyonunun amacının Ak Parti’yi iktidardan düşürmek olduğunu, eğer Ak Parti ile cemaat arasında bir çatışma çıkmamış olsaydı bu operasyonun olmayacağını, bundan hareketle ak partiyi düşürmeyi planlayanların Ak Parti düştükten sonraki süreç hakkında hiçbir açıklama yapmadıklarını, ancak ak partinin gitmesinin Türkiye için iyi olacağını iddia ettiklerini söylüyordu. Ak Parti’yi düşürdükten sonra, buna alternatif isimleri de konuşmamız gerektiğini belirtiyordu. Ak Parti gittikten sonra iki muhalefet partinin de başta Kürt meselesi olmak üzere Türkiye’nin ana sorunlarına bakış açılarının belli olduğunu ve her ikisinin de meşru olan Kürdistan sözcüğünü bile kullanmaktan çekindiklerini söylüyordu. Yani kısacası muhalefet ne demokrasi ile barışık ne de Türkiye’nin ana problemleri ile ilgili bir projelerinin olmadığını söylüyordu.
Yazarımız, şüphesiz ki buraya kadar haklıydı, ancak aklıma takılan meselenin diğer bir boyutu şu; velev ki, Türkiye’de demokrasiyi savunan ve her türlü özgürlükleri savunan ve Kürdistan ile barışık olan bir muhalefet partimiz olsaydı, hatta iktidar partisi ile puan farkı çok az olsaydı ve bu muhalefet partisi de her kesim ile barışık olsaydı, yine de bir yargı operasyonu ile hükümete operasyon yapmak ve onu iktidardan uzaklaştırmak ve onu bir şekilde mahkûm etmek, demokrasi ve hukuk özgürlüğü bağdaşır mı, bir ülkede hukuk bunun için mi var yani bir kesimin tekelindeki yargı, beğenmediği bir iktidar partisini yolsuzluk adı altında operasyon yapma hakkı var mı? yargıçların siyasi bir amacı varsa ki bu doğal bir şeydir, siyasi parti kurar ve seçime girer.
Bir yargıç yolsuzluk operasyonu yapabilir hatta bu onun görevidir. Ancak Türkiye’de yapılan yolsuzluk operasyonu, insanların aklına ‘‘siyasi bir operasyon’’ fikrini akıllara getiriyorsa burada söz konusu yargıçların oturup düşünmeleri gerekmez mi?
Türkiye’de hukukun siyasete ve siyasi niyetlere ne kadar araç edildiği de herkesin malumudur. Yani şunu demek istiyorum, bizim Ülkemizin hukuku da sütten çıkmış ak kaşık değildir, siyasi sistemimiz ve siyasilerimiz gibi. Keşke bizim hukuk sistemimiz vicdanları kanatmayan aksine verdiği kararlarla vicdanlara ‘’oh’’ dedirten bir hukuk sistemimiz olsaydı… Ama realite şu; bu hala hepimiz için bir temenniden ibarettir.

 12.01.2014