20 Mart 2013 Çarşamba

Devlet Başkanı’na İsyan Ve Ehli Sünnet’in Görüşü



  Müslümanların ana akım ekolü olan ehlisünnet vel cemaat anlayışında, İmam’a yani devlet başkanına karşı isyan etmek, emirlerine muhalefet etmek v.s. caiz değildir. Bu konudaki görüşler ana akımın siyaset ile ilgili kaynaklarının çoğunda geçmektedir.
Hep şunu düşünmüşümdür; ekollerin görüşlerini oluşturan ya da meydana getirenlerin insan olduklarını bir an bile akıldan çıkarmamak lazım. Ana akım’ın görüşlerini de sistematize edenler, şüphesiz ki birer insandılar. Dolayısıyla bu insanların kendi zamanlarını ne kadar aşabildikleri her zaman bir soru işaretidir. Evet, bu insanların görüşleri, kur’an ve sünnet’ten mülhem alarak oluşturulmuş görüşler olduğu bir hakikat. Ancak her insanın dinin kutsal metinlerinden aynı ölçüde ve aynı şeyi anladıklarını söylemek imkânsızdır. Eğer hepimiz aynı şeyi anlayıp, aynı şeyi uygulasaydık, o zaman Allah’ın bize en büyük nimet olarak verdiği aklın varlığının gereksizliği de ortaya çıkardı. Dolayısıyla aklın gereksizliği demek, Din’in varlığının gereksizliği demektir. Çünkü Yüce Allah aklı olmayanı ne mükellef kılmış ne de muhatap almıştır. Evet, dolayısıyla her Müslümandan bizim gibi aynı düşünmesini beklemek, bizim gibi yaşamasını istemek ilk başta Allah’ın yaratılış hikmetine ters ve insana hakarettir. Şu kadar var ki, dinin özünü oluşturan ana temellere aykırı da akıl kullanılamaz. Çünkü dinin özünü oluşturan temel inançları aklımızca yorumlayıp değiştirmeye kalkarsak, o zaman dinin tahrifini başlatmış olacağız. Dini özü nedir Diye bir soru akla gelebilir; dinin özü Allah’a iman ve diğer iman esasları olduğunu söyleyebiliriz.
 Esas konumuza dönecek olursak ‘’İmama isyan’’ icazet vermeyen islam alimleri kendi zamanlarının realitesiyle hareket etmişler ve bunun en iyi seçenek olduğunda ittifak(ana akım alimleri) etmiş olabilirler. Ve böylece bir çıkış yolu bulmuşlar.
    Modern zamanda artık ‘’devlet’’ sistemleri değişmiş, tamamen insanların oluşturduğu bir sosyal yapı olduğu, dolayısıyla kutsal olmadığı ve bu kutsal olmayan aygıtın yöneticisinin de kutsal olmadığı, devleti yönetenlerin her an denetlendiği ve herhangi bir hatalarının veyahut hukuka aykırı bir fiillerinde hesaba çekildiği gerekirse müebbet hapse çarptırılan, Arap baharında da görüldüğü üzere demokrasi ve daha iyi ve müferreh bir yaşam için diktatörlerin yıkılıp gittiğİ ve isyan edilebildiği bir devirde şüphesiz ki, klasik islam anlayışındaki ‘’devlet’’ algısını kabul etmek zor görünüyor. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

yorumlarınız bizim için önemlidir...