25 Aralık 2012 Salı

Bir zihniyet sorunu



Dün öğle vaktinde, vakit buldukça gittiğim kahvehaneye gittim. Hep gittiğim bir yer… Çay içer ve oradaki gazeteleri okumaya çalışırım. Çalışırım dedim nedeni ise oraya getirilen gazeteler okunabilecek gazeteler değil. Yani anlayacağınız mecburiyetten okuyorum. Kahvehane, bir camii bahçesinde bulunmasından dolayı mı yoksa  tesadüfen mi bu gazeteler orada bilmiyorum doğrusu. Aynı böyle bir gün akit gazetesini elime alıp okumaya başladığımda belli ki çok sinirlenmiş ve bu halini köşesine taşımış bir yazar; Yener DÖNMEZ. Hilal KAPLAN'a çatmış. Nedeni veyahut  yazarımızı bu kadar kızdıracak olay ise; Hilal hanımın Enver Aysever’in programına konuk olması ve orada sarf ettiği sözler:’’ Zorunlu din dersine karşıyım.’’ Evet, yanlış duymadınız sadece bunu dediği için yani bu konuda fikrini bu yönde beyan ettiği için yener bey tarafından eleştirilmiş hatta eleştirmekle kalmamış hakarete varan sözler sarf etmiş.
Ona göre hilal hanım karşıt tarafa yaranmak için bunu yapıyormuş ve hilal hanımın amacına da ulaştığını da yazmış. Ondan dolayı hilal hanım için türbanlı Ahmet hakan olmaya doğru yol alıyorsun diye de tebliğini de yapmış. Böylece ayrı bir huzura ermiş olacak ki aynı gün habervaktim adlı internet sitesine de hilal hanıma ait, kilisede çekilmiş bir fotoğrafı yayınladılar. Şantajcılık,  gazetecilik değildir.

Değerli yazarımız diyor ki, efendim neden siz din dersi dışında başka derslerin seçmeli olmasını tartışmıyorsunuz da hep din dersini tartışıyorsunuz. Örneğin matematik dersi varken neden hep din dersi? Yener bey modern ülkelerin devlet okullarında sadece bilimsel bilginin öğretilmesi gerektiğini ve bu görüşün gittikçe devletler tarafından doğru bulunup uygulandığını, din gibi bilimlerin ise objektif değil sübjektif olmalarından dolayı bunların devlet eliyle öğretilmelerine karşı çıkılıyor, çünkü devletler zorunlu din dersi aracılığıyla kendi dinlerini yaratıyorlar. Bu da gerçek dine zarar vermektedir. Yener bey ya bunları bilmiyor veyahut biliyorsa o zaman okurlarını bilerek yanlış yönlendiriyor. Bu da yazarlık ahlakıyla bağdaşmaz.

Hilal Kaplan zorunlu din dersine karşı çıktı diye neredeyse dinden çıkma muamelesi yapmak doğru değildir. Dinden olmak zorunlu din dersini savunmak değildir. Dinden olmak Allah’ı peygamberlerini ve dini diğer amentüsünü kabulle olur.
Ayrıca her müslümanın aynı düşünme veyahut aynı düşünceyi paylaşma zorunluluğu yok. Böyle bir zorunluluk olsaydı mezheplerin varlığına o zaman karşı çıkılması gerekirdi. Hatta her müslümanın tek-tip düşünceyi savunması ve düşünmesi İslam’ın menfaatine değil zararınadır. Zaten böyle bir durumda insanın fıtratına aykırıdır.  Herkesin farklı bir şeyler düşünüp söylediği zamanlar, İslam dünyasının altın çağı olduğunu görüyoruz. İbn-i haldun’lar, ibn-i farabi, ibn-i Sinalar tek-tipliğin neticesi değil çeşitliliğin birer neticesi idiler. Dolayısıyla her müslümanın yener bey gibi düşünme zorunluluğu yok.

Bir müslümanın CNN Türk’e çıkmakla ne Müslüman olunur ne de Müslümanlıktan çıkılır. Cnn Türk’e, Enver aysever’e konuk oldu diye bir müslümanı veyahut herhangi bir insanı olmadık iftiralarla karalamak, kötülemek islamın fikir özgürlüğü anlayışına da terstir. Dinin hoşgörü iklimine zıttır. Peygamberimize gelip ya resulullah ben zina yapmak istiyorum diyen sahabi vardı, Peygamber'e gelerek ben 'İslamı beğenmedim eski dinime dönmek istiyorum' diyen sahabi vardı, peygamber döneminde Yahudiler, Hıristiyanlar ve Müslümanlar birlikte yaşayabiliyordu. Kimse kimseyi sen farklısın diye öldürmüyorlardı veyahut çatışmıyorlardı. Bununla birlikte herkes kendi inancının propagandasını yapma özgürlüğüne de sahipti. Maalesef biz Müslümanlar dinimizin bu yönünü unuttuk. Bizden olmayana saldırmak hatta bizden olup da bizim gibi düşünmeyene saldırmak adetten sayılır oldu.  Keşke hilal KAPLAN'a saldıran zihniyet dinin bu yönünü  alsalardı. Ama gel gör ki bu zihniyet meselesi ve zihinlere bilgisayara format çekildiği gibi format çekilmiyor.

Hilal KAPLAN: "Ateist arkadaşlarımın zorunlu din dersinde Ayetel Kürsi ezberlemek zorunda kalmasından inciniyorum" demiş diye yener bey kızmış. Bir gün hristiyanlar veyahut sen bir Müslüman olmayan bir ülkede yaşamak zorunda kalırsan veyahut bir gün geldi ve ateistler hükümeti ele geçirdiler ve sana zorla kendi öğretilerini ezberlettiler. Çok mu hoşuna gider Diye sormak lazım yener beye?
Herkesin bizim gibi bir insan olduğunu ve herkesin insan olmaları hasebiyle birer hukuklarının olduğunu ve bunu içselleştirmemiz gerektiğini acaba ne zaman kavrayacağız? Kur’an-ı kerim’de dinde zorlama olmayacağını belirten ayet var ve bu minvalde birçok ayet var. Bunlar genelde Müslüman olmayanlar için yorumlanırlar. İnsan bir oturup düşünmeli. Allah Müslüman olmayana hayat hakkı tanıyorsa sadece kendisi gibi düşünmeyen  Müslüman’a hayat hakkı tanımamak akıl işi değildir. Ateiste ayetel kürsü zorla ezberletmekle din anlatılmış olmaz. Olsa olsa böyle yapmakla dinin temeline dinamit koymuş olursun. Din, dayatmalara karşıdır. Din kimsenin korumasına muhtaç değildir, Allah koruyacağına söz vermiştir, din sadece kendisini samimane uygulayan yani temsil edenlere muhtaçtır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

yorumlarınız bizim için önemlidir...